Fethullah Gülen Cemaati ve 30 Mart Seçimleri Part 2

Ve savaş başladı.

Önceki yazıdaki olaylardan sonra Gülen Cemaati ve Tayyip Erdoğan arasındaki savaş artık alenen başladı. Artık taraflar fitneymiş, efendime söyleyeyim kardeşlikmiş bilmem neymiş hepsini bir kenara bıraktılar ve ölümüne bir savaşın içine girdiler.

Tayyip Erdoğan’ın dershane hamlesine Gülen Cemaati öyle bir hamleyle karşılık verdi ki Türkiye 17 Aralık sabahı savaşın ortasında uyandı.

-17 Aralık 2013 sabahı 4 tane bakanın oğlu, bazı işadamları ve Halk Bankası genel müdürü gözaltına alındı. (Gözaltına alınırken ortaya çıkan büyük ayrıntıları zaten biliyorsunuz)

Bu gözaltılardan sonra hükümet de bazı adımlar attı tabi. Görevden alınan emniyet müdürleri,bürokratlar, görev yerleri değiştirilen savcılar,  soruşturmayı yürüten savcının yanına yeni savcılar atamalar. 

-21 Aralık 2013 günü Gülen Cemaatinin ruhani lideri Fethullah Gülen’in Pensilvanya’da dinleyenlerine yaptığı konuşmaların yayınlandığı herkul.org sitesinde bir konuşma yayınlandı. Hocaefendi hükümetin yolsuzluk operasyonuna karşı yaptığı operasyona beddua ile karşılık veriyordu: şöyle diyordu Hocaefendi: (…)hırsızı görmeden hırsızı yakalayanın üzerine gidenler, cinayeti görmeyip de masum insanlara cürüm atmak suretiyle onları karalamaya çalışanlar.. Allah onların evlerine ateşler salsın, yuvalarını yıksın, birliklerini bozsun, duygularını sinelerinde bıraksın, önlerini kessin, bir şey olmaya imkan vermesin. (…)

-Bu arada Tayyip Erdoğan 23 Aralık günü kafasında garip bir takkeyle Pakistan’da görüntülendi.
tay
-Daha sonra haklarında yolsuzluk iddiaları olan 4 tane bakan istifa etti. Daha doğrusu istifa ettirildi. Zira istifa eden Erdoğan Bayraktar istifa etmeden önce Tayyip Erdoğan’ınkendisine istifa etmesini istediğini söyledi. Kendisi de her şeyi başbakanın talimatıyla yaptığını söyleyip bakanlıktan ve vekillikten istifa ettiğini söylese de aradan bir süre geçince Başbakandan özür diliyorum diyerekten milletvekillikte kalmaya devam etti.

-25 Aralık günü garip bir istifayla daha karşılaştık. Gaflarıyla tanına eski İçişleri Bakanı Ordu Milletvekili İdris Naim Şahin Ak Parti’den durduk yere istifa etti.

 

-25 Aralık 2013 günü operasyonun ikinci ayağı yapılmak istendi. O gün Muammer Akkaş isminde bir savcı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ve bazı işadamlarına soruşturma başlattı. Lakin ki öyle olamadı. Çünküleyim polis savcının emirlerini yerine getirmedi. İnanılacak gibi değildi bir savcı emir veriyor ve savcının emirlerini polis yerine getirmiyordu. Savcı polis emrimi yerine getirmezse ben de jandarmaya gözaltı yaptırırım dedi ama öyle de olamadı zira jandarma da söz konusu gözaltı emrini yerine getirmedi.

-26 Aralık günü emirleri yerine getirilmeyen savcı Muammer Akkaş bir basın bildirisi dağıtarak delillerin karartılıdğını söyledi. 

26 Aralık’tan sonrasını özet geçiyorum: Mit’in mühimmat dolu tırları durduruldu, İHH’ya baskınlar yapıldı. Asıl turbun büyükieri Cemaat tarafından sona bırakıldı: İnternete düşen şok ses kayıtları. İlk hangi kayıt ortalığa döküldü hatırlamıyorum. Sanırım Muammer Güler’le oğlunun görüşmesi Oda Tv’ye düşmüştü ilk. Yalnız orada dinleme değil de metin halinde yayınlandı. Daha sonra Haramzadeler twitter hesabından kaydın kendisi de yayınlandı tabi.

Buradan sonra Gülen Cemaati savaş taktiğini değiştirdi. Tapeler ardı ardına Twitter vasıtasıyla sızdırılmaya başlandı. Tapelerin çoğunluğu soruşturma kapsamındaki dinlemelerdi ancak aralarda soruşturuma kapsamında olmayan dinleme kayıtları da internete sızmaya başladı. Her gün ayrı bir tape, her tape ayrı bir şok. Bu kadar da olmaz denilen her şeyin yapılmış olması. Bir türlü sıfırlanmayan paralar. 29 yaşında para babası bir elemanın önüne yatan bakanlar. Sanki bu kadar tape yeterli değilmiş gibi 25 Mart’ta seçimden 5 gün önce ortaya çıkacağı iddia edilen müthiş tape. Çıkmadı tabi. Ama ondan önce Tayyip Erdoğan ve muta nikahı geçen ifadeler dedikodu olarak piyasaya sürüldü. Son olarak 27 Mart sabahı youtube’a düşen şok ses kaydı. Dışişleri Bakanı, Bir üst düzey rütbeli asker, Mit Müsteşarı ve Dışişleri Müsteşarı’nın yaptığı çok gizli görüşme çok net bir şekilde internete düştü. Seçimden sadece üç gün önce. Bu ses kaydı dananın kuyruğunu koparan kayıt oldu.  Hükümet tarafından bu kayıt milli güvenliği tehdit eden tam bir ihanet olarak yorumlandı.

3 gün sonra seçim oldu ve o kadar yolsuzluk tapesi yayınlanan Ak Parti seçimden oylarını artırarak çıktı. (Bir önceki yerel seçime göre)

Peki nasıl oldu bu?

 

Leave a comment